admin
Alfa Romeo, Vesco-Salvinelli ikilisinin pilotajındaki Team Villa Trasqua’ya ait 1929 model Alfa Romeo 6C 1750 Super Sport ile 1000 Miglia’da zafer kazandı. Podyumda onlara, 115 yıllık motor sporları mirasını simgeleyen iki “Biscione”* daha eşlik etti: Arjantinli Erejomovich–Llanos ekibinin pilotajındaki Alfa Romeo 6C 1500 SS ve Tonconogy–Ruffini ikilisinin kullandığı Alfa Romeo 6C 1750 GS Spider Zagato.
Alfa Romeo’nun İtalya yollarında ilerlerken duyulan motor sesi, tarih, cesaret ve tutkuyu hatırlatıyor. Bu etkileyici ses, bu yılki 1000 Miglia yarışında yeniden duyuldu. Vesco–Salvinelli ikilisinin pilotajındaki Team Villa Trasqua’ya ait 1929 model Alfa Romeo 6C 1750 Super Sport, “dünyanın en güzel yarışı” olarak bilinen etkinliğin 43’üncü yılında birinci oldu. Onları podyumda, Arjantinli Erejomovich–Llanos ekibi Alfa Romeo 6C 1500 SS ve Tonconogy–Ruffini’nin kullandığı Alfa Romeo 6C 1750 GS Spider Zagato izledi. Bu sonuç, Alfa Romeo’nun motor sporları mirasını ve özel tasarımlarının gücünü bir kez daha gösterdi.
Nefes kesen manzaraların eşlik ettiği rotada, özellikle bir araç kalpleri fethetti ve tüm dikkatleri üzerine çekti: Arese’deki Alfa Romeo Tarih Müzesi’nde sergilenen 1956 model Alfa Romeo 1900 Super Sprint.
Bu muhteşem gran turismo coupé’nin direksiyonunda Luna Rossa takımı vardı. Böylece, İtalya’nın en sevilen yelkencileri ile 1910’dan bu yana asil İtalyan sportifliğinin simgesi olan Alfa Romeo arasındaki ortaklık daha da pekiştirildi. Alfa Romeo ve Luna Rossa, Napoli Körfezi’nin büyüleyici manzarasında, İtalya’da ilk kez düzenlenecek olan America’s Cup (Amerika Kupası) için hazırlıklarını sürdürüyor.
1000 Miglia yalnızca geçmişe yapılan bir yolculuk değil; aynı zamanda geleceğe uzanan bir köprü niteliği de taşıyor. Bu yıl, Alfa Romeo geçmişin efsanelerinin yanında markanın sportiflik, stil ve performans kimliğini yansıtan en yeni tasarımlarını da sergiledi: markanın 1000 Miglia’daki ilk zaferine ithafen hazırlanan özel seri yüksek performanslı Giulia Quadrifoglio Super Sport, C-SUV segmentindeki Tonale ve Q4 dört tekerlekten çekişli Junior Hybrid Q4.
Ziyaretçiler ayrıca, markanın hem geçmişini hem de geleceğini simgeleyen yeni 33 Stradale’nin dinamik sürüşüne tanıklık etme fırsatı buldu. Yalnızca 33 adetle sınırlı bu özel yapım otomobil, 1960’ların ikonik modeli ve tüm zamanların en güzel otomobillerinden biri olarak kabul edilen efsanevi Tipo 33’ten ilham alıyor. 1900 Super Sprint ile benzer hatlara sahip Yeni 33 Stradale, Touring Superleggera ile iş birliği içinde geliştirilen özel üretim süreciyle zanaatkarlık ve yeniliği tamamen yeni bir boyuta taşıyor.
1000 Miglia’nın gerçek anlamı, Alfa Romeo’nun geçmişi ile bugünkü kimliği arasındaki bu kesintisiz diyaloğun yeniden hayat bulmasıdır. Bu etkinlik yalnızca geçmişin bir kutlaması değil, Tazio Nuvolari gibi efsanelere uzanan tarihiyle; markanın motor sporlarına olan ebedi bağlılığını da güçlü bir şekilde yansıtıyor.
1930 yılında Giovanni Battista Guidotti’nin 6C 1750 ile 1000 Miglia’da elde ettiği zafer, ortalama 100 km/s hıza ulaşılan ilk yarış olarak tarihe geçmişti. Dönemin asfaltlanmamış yolları düşünüldüğünde, bu başarı yalnızca teknik değil, aynı zamanda duygusal bir kilometre taşı — yüksek hızda güzelliği ve teknolojiyi buluşturan zamansız bir zafer.
